Gazeteciliğin ne etkisi kaldı da bayram yapalım.
Bir telefonu olan gazeteciyim diye geziyor piyasada..
Kriterlere uymayan; ben polis, savcı, hakim, mimar, mühendis, doktor’um diyebilir mi?
Hayır!
Ama yarın çıkıp birisi gazeteciyim diyebiliyor.
Nerede senin fikir işçiliğinden (212. Madde) güvencen diyoruz.
Yok diyor.
Var mı BİK’e kaydın?
Yok diyor.
Var mı bu işte emeğin, bilgi birikimin diyorsun.
Hayır diyor.
Var mı basılı bir mefkuten diyoruz.
Hayır diyor.
Ama elinde bir cep telefonu var diye kendisine sorarsanız gazeteci..
İletişim dairesi, Basın Enformasyon, Basın İlan Kurumu siz ne iş yaparsınız?
İşiniz gazeteciliği itibasızlaştırmak ise bravo başardınız.
Kardeşim!
biz 25 yıldır o gazeteleri neden basıyoruz?
Neden yanımızda eleman çalıştırıp maaş, sigorta ödüyoruz?
Bir telefon ile bu iş olacaktı da neden onca yıl bizim içimizden geçtiniz ve geçiyorsunuz.
Ben bu işi ondan bundan üç kuruşluk zarf toplamak için yapacaksam hiç yapmam daha iyi.
Bu işi bir telefon ile yapmam/yapamam.
Ayrıca iş insanı olmaktan utanır, ticaret ve sanayi odasından kaydımı sildirir 35 yıl sonra bu mesleği bırakırım.
DEVLETTE İŞLEYİŞ DEĞİŞTİ
Onca ihbar niteliğinde haber yaptım, tek bir müfettiş çağırıp bilgi bile alınmadı.
İhbar nitelindeki yazılarımız nedeniyle birileri hakkında soruşturmalar açıldığını duyuyoruz ama yalan mı gerçek mi bilmiyoruz.
Önceki yıllarda bir haber yapardık yer yerinden oynardı.
Müfettişler gelip bilgi ve belge isterdi.
Muhalifler kaynak aktarmak için etrafımızdan ayrılmazdı.
Örneğin; Köy hizmetleri hakkında haber yapmıştım müdür, müdür yardımcıları anında görevden alınmıştı.
O günleri o kurumda çalışan şu an Destan Gazetesi sahibi Mustafa Öklük iyi bilir.
Bir banka müdürü ve yardımcılarının bir müteahhit üzerinden tefecilik yaptığını yazmıştım.
Bankanın Tekirdağ şubesi anında kapatılıp müdür, yardımcıları ve müteahhit hakkında savcılar gereğini yapmıştı.
Bunu da 2020 yılında yılın iş kadını seçilen Yasemin Kalya iyi bilir.
Babaeski’de ki bir hotelde fuhuş hakkında haber yapmıştım hotelin yıldızları ve ruhsatı anında iptal olmuştu.
Ayrıca Edirne gümrüğündeki çalışanlarının fuhuş ve rüşvet aldığını belgelemiştik, gümrükteki 10 memur anında görevden alınıp soruşturma başlatılmıştı.
Bunu da en iyi Edirne’de gazetecilik mesleğine yıllarını vermiş olan Cengiz Gültekin bilir.
Şimdi ise öyle mi?
Haberi yapan yargı önünde hesap veriyor.
Büyükşehir hakkında neler yazmadık ki?
Petrol hırsızlığı iddiaları ne oldu?
Araç kiralama üzerinden götürülen milyon dolarlar ne oldu?
TESKİ’yi batıracağına kesin gözüyle bakılan ve almayın denilen yurt dışı kredisi neden ısrarla alındı?
Akpartili Burhan Kuzu’nun bu kredinin alınmasında ki rolü neydi?
Bu soruları ise gazeteci Nijat Ayvaz ile onlarca kez dile getirdiğimiz için şikayet edildik.
Nihayetinde TESKİ battı, batırıldı.
Sonuç mu ne oldu?
TESKİ’yi batıran Şafak Başa ödüllendirildi.
O şimdi İSKİ Genel Müdürü oldu.
Gerçi son operasyonlarda o da tutuklanıp sağlığı nedeniyle ev hapsine alındı.
CHP’liler tarafından son bir yıl içinde hakkımızda 8 şikayet yapıldı, şükürler olsun ki şimdilik bir çizik yok.
BASIN BAYRAMI ÖYLE Mİ?
Ben şu anda Kıbrıs’ta tatildeyim ve şimdiye kadar açılan davalardan almadığım cezaları kutluyorum.
Bende meydanlara inip çelenk sunup bayram yapmak isterim ama hangi bayramı kutlayacağım?
Mesleğin itibarsızlaştırılmasını mı kutlayacağım,
Bizi yargının sopasını gösterip susturabilirler mi?
Tabiki hayır!
Bilmiyorlar ki; biz maraton koşucusuyuz ve deliye hergün bayram.
Adem Dalgıç döneminde de ben bu günleri yakından yaşadım.
O kelepçe o bileklere takıldığında benim kim olduğumu anlıyorlar ama maalesef iş işten geçmiş oluyor.