“Buğday ithal etmezsek dünya un ihracatı şampiyonluğumuzu kaybedebiliriz”
“Buğday ithal etmezsek dünya un ihracatı şampiyonluğumuzu kaybedebiliriz”
F-İstanbul Gıda Fuarı kapsamında düzenlenen “Teknolojik Yenilikler Işığında Buğdaydan Sofraya Gıda Sektörü” konulu panelde konuşan Pakun CEO’su Ertan Özgen, buğday ithalatına getirilen kısıtlamanın, Türkiye’nin 10 yıldır sahip olduğu dünya un ihracatı şampiyonu konumunu kaybetmesine yol açabileceğini söyledi. Özgen, “Buğday ithalatına getirilen kısıtlama nedeniyle ihracatımız zaman zaman durma noktasına geliyor. Un sanayicileri olarak talebimiz, buğday ithalatına izin verilmesi ve buğday ihtiyacımızın yüzde 50’sini yurtdışından karşılayabilmemize olanak tanınması” dedi.
Türkiye’nin köklü un üreticisi ve ihracatçısı Pakun’un CEO’su Ertan Özgen, F-İstanbul Gıda Fuarı kapsamında düzenlenen “Teknolojik Yenilikler Işığında Buğdaydan Sofraya Gıda Sektörü” konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak’ın üstlendiği panelin konuşmacıları arasında, Pakun CEO’su Ertan Özgen’in yanı sıra, Tahıl ve Bakliyat Üretim Teknolojileri, Depolama ve Analiz Sistemleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Haluk Tezcan, Seyidoğlu Genel Müdürü Mehmet Göksu yer aldı.
Pakun CEO’su Ertan Özgen,buğday ithalatına getirilen kısıtlamaların Türkiye’nin 10 yıldır sahip olduğu dünya un ihracatı şampiyonu konumunu kaybetmesine yol açabileceğini söyledi. Türkiye’de üretilen unun iç tüketim için yeterli olduğunu kaydeden Özgen, “Ülkemizin ihtiyacını karşılama noktasında bir sıkıntımız yok. Ancak ülkeye döviz girdisi sağlamak ve dünya pazarındaki şampiyonluğumuzu sürdürmek için buğday ithalatı yapmak durumundayız. Getirilen kısıtlama nedeniyle son iki aydır buğday ithalatı yapılamıyor. Bu da Türkiye’nin dünya pazarındaki güçlü rekabetini zora sokuyor. Konuyla ilgili sayın bürokratlarımızdan destek bekliyoruz. Un sanayicileri olarak talebimiz, buğday ithalatına izin verilmesi ve buğday ihtiyacımızın yüzde 50’sini yurtdışından karşılayabilmemize olanak tanınması” diye konuştu.
“İhracat zaman zaman durma noktasına geliyor”
Buğday ithalatına getirilen kısıtlama nedeniyle un ihracatının zaman zaman durma noktasına geldiğini vurgulayan Özgen şöyle devam etti:
“Buğday ithalatı yapabilirsek global pazarlardan aldığımız siparişlere cevap verebiliriz. Böyle devam ederse 10 yıldır devam eden dünya un ihracatı şampiyonluğumuzu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya geleceğiz. Bu konuda bizi zorlayan küresel rakiplerimiz olduğunu da belirtmek isterim. BÖte yandan iç pazarda da tüketicimize kaliteli un sunmak, her ailemizin sofrasına kaliteli un ulaştırmak istiyoruz. Bu nedenle buğday ithalatı yapmak, hem kaliteyi yükseltmek hem de ülkemize döviz girdisi sağlamak açısından son derece önemli”
“Gıda güvenliğinde çok yol kat ettik”
Türkiye’nin son yıllarda un başta olmak üzere gıda güvenliği konusunda çok büyük bir yol aldığına dikkat çeken Özgen, “Dünya Gıda Programı’nda (World FoodProgramme, WFP) yer almak için artık pek çok sertifikaya sahip olmak gerekiyor. Sanayicilerimiz bu sertifikalar için gerekli standartları büyük bir titizlikle yerine getirip bu sertifikaları alıyor. Bu açıdan baktığımızda artık Türkiye’de gıda güvenliğine büyük önem verildiğini söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.
“Hala bir gıda politikamız yok”
Tahıl ve Bakliyat Üretim Teknolojileri, Depolama ve Analiz Sistemleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, pandemi sonrasında tüm dünyada gıda enflasyonu yaşandığını belirterek gıda güvencesinin önemine dikkat çekti. Dünyada gıda güvencesini sağlayan tek ülkenin Fransa olduğunu belirten Bayram, “Türkiye’de dahil olmak üzere Fransa dışındaki tüm ülkelerin bu konuda sınıfta kaldığını görüyoruz. Aslında baktığınızda Fransa’da çiftçi eylemlerinin çok sık yaşandığını görürüz. Ama hem Fransa devleti hem de halkı bu eylemlere tepki göstermez, aksine çiftçinin yanında durur. Çünkü Fransa’nın çok iyi bir tarım politikası vardır” dedi. Türkiye’de ise tarım politikası konusunun ancak pandemiden sonra gündeme geldiğini ifade eden Bayram, hala yazılı bir gıda politikası olmayan Türkiye’nin bu konunun üzerine acilen eğilmesi gerektiğine işaret etti.
“Un ve buğdayın kıymeti daha iyi anlaşıldı”
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Haluk Tezcan da gıda enflasyonunun pandemiden sonra en çok konuşulan konulardan biri haline geldiğini söyledi. Bütün dünyada artan gıda fiyatlarının ülkeleri ve tüketicileri etkilediğini dile getiren Tezcan “Türkiye olarak, gıda enflasyonunu en hafif haliyle yaşadık diyebilirim. Gıda sanayicileri olarak yüksek gıda enflasyonunun tüketiciye yansımaması için çok çaba gösterdik. Aynı şekilde dünya sofralarına da en uygun maliyetli ürünü ulaştırmaya çalıştık” şeklinde konuştu. Bu konuda Tahıl Koridorunun çok önemli olduğunu vurgulayan Tezcan, şöyle devam etti:
“Tahıl Koridoru sayesinde en önemli gıda olan tahıl daha uygun şartlarda tüm dünyaya ulaştı. Pandemi ve pandemi sonrası dönem aynı zamanda Türk un sanayisinin ne kadar güçlü olduğunu tüm dünyaya gösterme fırsatı bulduğumuz bir dönem oldu. Pandeminin yanı sıra Rusya-Ukrayna savaşı da buğdayın değerinin daha iyi anlaşılmasını sağladı.”