Omega 3 yağ asitleri, vücudumuz tarafından sentezlenemeyen ve besinlerle alınması gereken son derece önemli doymamış yağ asitleridir. Kendi içerisinde ALA, EPA ve DHA olmak üzere 3 ana formu bulunur. ALA; ceviz, chia tohumu, keten tohumu, semizotu, soya fasulyesi, kanola yağı gibi bitkisel besinlerde bulunur. Ancak biyoyararlanımı hayvansal kaynaklı omega 3´lere oranla daha düşüktür. EPA ve DHA ise yağlı balıklar (somon, ton balığı, ringa balığı, uskumru, sardalya… vb.) ve krill yağında bol miktarda bulunur.
Omega 3 yağ asitlerinin anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimine destek olma, beyin ve sinir hücrelerinin yapısına katılma, depresyonla mücadele etme, kalp-damar hastalıkları ile alzheimer ve kanser gibi hastalıklara karşı koruyucu etki gösterme… gibi pek çok hayati işlevde rolü vardır.
Haftada en az 2 kez 300 gr ve üzeri yağlı balık tüketmek ve diyette her gün bitkisel kaynaklı omega 3´lere yer vermek ihtiyacın karşılanmasına yardımcı olmaktadır. Gebelik, vejetaryenlik, trigliserit yüksekliği… vb. durumlarda ek omega 3 takviyesi önerilirken; kan sulandırıcı kullananlarda ve kanama riski olan hastalarda ek takviye kullanımı yan etkilere neden olabilmektedir. Bu sebeple omega 3 takviyesini hekime danışarak kullanmak en doğrusudur. Eğer takviye omega 3 alınacaksa İFOS onaylı, EPA+DHA toplamı 1000 mg ve üstü olanları tercih etmenizi öneririm.
Herkese sağlıklı ve mutlu günler dilerim…
