EDA NUR IŞIKSAL

Tarih: 11.02.2019 21:36

SÜKUN´ET

Facebook Twitter Linked-in

Kalbimizin her yeni hayalde, fikirde, korkuda, sevinçte kulaklarımıza uzanan sesi… “Ben buradayım!” dediği sayısız anın hayatımızı bir hikaye haline getirişi yaşanır kılıyor bu yolculuğu. Fakat bazen…

Oturduğumuz yüzlerce masa, gün içinde bir şeyler paylaştığımız yüzlerce insan arasında durup kendimize şöyle bir bakmamız gerekiyor. Bugünlerde kalbimizin hüzne mi mutluluğa mı yeni gelişim fikirlerinin heyecanına kendini attığına mı? Belki de neyi anlattığımıza bakmalıyız ve neyi dinlediğimize. Kuşkusuz hayatın içinde hepimizin hedefleri, kendine belirlediği zirveleri mevcut. Zirve ise bazen verdiği hayal kırıklıkları ve acının yanındaki yaşanmışlıkların tecrübe haline gelerek değerlenmesi, bazen ise aşk gibi tutku gibi başarıyı getirip kim olduğunuzu size öğretmesi arasında bir serüven. Peki, bu serüvende engeller veya teferruatlara takılarak, bunları sonsuz bir konuşma içinde boğularak devam ettirirsek sizce de kalbimiz çok daha fazla yorulmaz mı?

Bir gün oturduğum bir masada karşımdaki arkadaşım anlatmaya başladı. Sorun ailesi, işi, partneriyle yaşantısı olarak uzayıp giden bir listeydi. Uzunca bir süre dinledikten sonra heyecanla benden bir yorum bekledi. Ama ben sadece “Sükun´et” demiştim. Bu ne demek dediğinde ise: “Şimdi bir 10 yıl sonrası için gözlerini kapat ve bana nerede olduğunu söyle.” dedim. Bu anlattıklarının biri bile var mı? Belki yanında olmasını istediğin insanlar yok fakat sen zirvende misin? İşte dedim, eğer o huzurlu yer kendin için istediğin zorlu ama bir o kadar güzel yolculuğu tamamlamak istiyorsan bugün biraz arkana yaslan, çevrene bak, izle, çok çalış, çok hayal et, çok sev ama çok takılma, çok üzme kendini. Hayatını bazen dışarıdan bir yabancı gibi izle. Bağlılık hissetme, sevgi hisset. Kırmaktan kork, kırılmaktan korkma. Kırılmaktan korkarsan başaramazsın. Bir şeyler için çabala, bazen başkalarının mutluluğu için çabala. Ama onlardan bunu bekleme beklenti mutsuzluk getirir.

Şimdi uzun lafın kısası, sükun´et ne olması gerektiğine bak ne olmuş ne olacak diyerek değil, dışındaki sessizlikte içindeki savaşı yönetirken bu galibiyet elbet benim olacak diyecek kadar cesur ol. Çünkü hayat hiçbir zaman hayal edip çok konuşup çok üzülüp başkaları ne der ya da başkaları bana neden böyle yapıyor diyenleri değil. Her zaman hayal edip gerçekleştirenleri başkaları ne der değil de kalbim ne diyor diyenleri sevdi. Unutma hayat her zaman cesurları sever.

…ve söz gümüşse sükut altındır. Şimdi bırak başkaları konuşsun, sen kendi sessizliğinde içindeki çığlıkları dinleyen ol ki başarabilesin. “Gürültüler hep var olacak.” dediğimde kendimde anlamıştım aslında en önemli şeyin anlattığım dinlediğim kadar bazen de kendimi dinlemek olduğunu. O nedenle sevgili okurlarım bu hafta sadece kendimizi dinlemek için sükut edelim mi?

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —