EDA NUR IŞIKSAL

Tarih: 17.01.2019 13:08

SIR YOK EVLADIM SIR YOK!

Facebook Twitter Linked-in

Kuşkusuz hayatta ileri gelen değerlerimden biri çocuk kavramı. Minik elleri, ayakları, küçücük dünyalarındaki büyük uğraşları ile geleceği gözlerinin içlerinde taşıdıklarını farkında olmayan muzip gülüşleri… Tabi birde onların o minik hayatlarından bağımsız kocaman bir dünya ve ebeveynlerin akıllarındaki milyonlarca soru, korku, endişe…

Geçtiğimiz günlerde ise katıldığım bir seminerde bu endişelerin ne derece haklı olduğunu dinleyerek gerek psikolojik gerek hukuki dosya örneklerini görerek dehşete kapıldım. Konu bir anda pedofiliye gelmişti. Konuşmacının erkek veya kız fark etmeksizin kız çocuklarında 6-7 erkek çocuklarında 8-9 yaş olarak yoğunlaşan cinsel istismarın çocuklarda boyutlarını gördükçe içimden avaz avaz haykırmak gelmişti. Bir hastalık biçimi olarak çoğunlukla bunu yapan kişininde çocukluğunda gerçekleşen benzeri travmalardan doğduğunu ve kesin bir tedavisi olduğunu öğreniyordum. Türkiye´deki servis şoförlerinden, bakkal amcalara kadar riskin var olduğunu, ne yazık ki ülkemin bazı illerinde yanlış gelen geleneklerden ötürü daha da yaygın biçimde görüldüğünü anlatıyordu hocamız. Peki bunu sadece erkekler mi yapıyordu? Hayır bir kadın da örneğin bakıcınız böyle bir şeye yeltenebiliyordu.

Ne yapmak gerekiyor sorusunun cevabında ise: “Sır yok evladım!” cümlesini duyuyorduk. Bizler çocuklarımıza çoğunlukla kısıtlamalarla gelen bir toplumuz. Bazen onları korumak bazen ise geleneksel kız ya da erkek çocuk algısına kapılmaktan kaynaklanabiliyor.

Çocuklarımıza sır tutmayı daha konuşmaya başladığında öğreterek aslında ona ne büyük bir kötülük yaptığımızı eğitimim sırasında öğrenmek ve bunu paylaşmak benim adıma önem kazanan bir olgu oldu.

Bakkala giren 8 yaşındaki erkek çocuğunuza yaşananlardan sonra bak bu aramızda sır diyerek eline bir çikolata veren bakkal amcanın tutumunu saklamasını ezberleterek aslında o miniğin ellerimizden alınışını saklamayı öğrettiğimizi anlamıştım.

Klavye başına geçen elli yaşında bir adamın 12 yaşındaki kızınıza genç bir adam gibi yazarak bir cafede buluşmayı sağlaması ve ardından onu tehdit ederek fotoğraflarını çekmesi  ise kan dondurucu nitelikte. Daha küçük yaşta “Baban bacaklarını kırar.” diyerek ona duygularını yaşama imkanı vermediğiniz miniğin travmalarına sebep vermiş olabiliyoruz. Adam bu fotoğrafları annene babana veririm dediğinde karşısındaki canavar yerine ailesinden korkan sır saklayan bir nesil yaratıyoruz!

Oysaki bırakalım onlar yeri geldiğinde bizim kusurlarımızı bile avaz avaz bağırsın. Bırakalım 12 yaşındaki kız çocuğu kimle konuşuyorsa annesi ile paylaşabilsin, 8 yaşında dahi olsa bakkal amca bana sır tutmamayı öğrettiler deyip babasına söyleyebilsin. Bırakalım da çocuklarımız artık bizimle her şeyi sınırlar olmadan paylaşabilsin. Çünkü üzülerek söylüyorum ki sevgili okurum 21. Yüzyıl geldiğimiz geleneklerden çok daha kirli. Tanıdığımız sınırların çok ötesinde bir yer. Artık tehlike gecenin bir vaktinde değil okuldan çıkıp servisine binen çoocuğun yanında.Bu nedenle artık çocuklarımıza geç saatlerde dışarı çıkmamayı, hatalarımızın sırlarını tutmayı, senin yaşın kaç diye tabuları öğretmek yerine gerçek dünyayı öğretelim cesurca! O yüzden şimdi: Tüm küçüklerime tüm ebeveynlere söylüyorum “ARTIK SIR YOK EVLADIM.” Gerçek kötüler ve onlarla çocukları için en ince ayrıntısına kadar düşünerek savaşan aileler var… Aydınlık bir geleceği sınırlara sığdıramayacağımızı anladığımız haftalar dilerim…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —