Erdem Demirtaş

Tarih: 04.11.2021 09:05

KETOJENİK DİYET

Facebook Twitter Linked-in

Sağlıklı bir yetişkinin diyet örüntüsünde,alınan total enerjinin %45-65´i karbonhidratlardan, %15-20´si proteinlerden ve <%35´i yağlardan oluşmalıdır. Klasik ketojenik diyette ise bu oranlar yağlarda %90, proteinlerde %7, karbonhidratlarda %3civarındadır. Bu oranları tutturmakpek mümkün olmadığı için,şu anketojenik olarak adlandırılan diyetlerin çoğu aslında yüksek yağlı diyetlerden ibarettir. Yüksek yağlı diyetler; normal düzeyde protein, günlük 50 gramı aşmayacak şekilde karbonhidrat ve yüksek yağ içerir.Ketojenik diyetin isminde geçen ‘´keto´´ sözcüğüketon cisimciklerinden gelir. Enerji üretmek için yeterli karbonhidrat tüketmediğimizde, karaciğer normalden daha fazla keton cisimciği oluşturur ve enerji için bunlar kullanılmaya başlar. Ortamda karbonhidrat olmadığı için insülin salınımı düşer ve enerji adına yağ depolarının parçalanma işlemi artar.Ketojenik diyet, epilepsi ataklarını kontrol altına alır. Genellikle antikonvülzan ilaç kullanımı uygulanmadan önce bu diyet modeli önerilir. Sağlıklı bireylerde uygulandığında; kilo verme ve insülin direncinde düzelme gibi olumlu sonuçlar görülebilse de bu diyet modeli yaşam şekli olarak benimsenmediği için kaybedilen kilolar kısa süredegeri kazanılır. Ketojenik diyet sıklıkla baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, sinirlilik,kalsiyum eksikliği(emilimi bozduğu için)...vb. yan etkilere sebep olmaktadır. Uzun vadeli yan etkileri ise hala tam olarak bilinememekte ve uzun süre uygulanması tavsiye edilmemektedir. Not: Şeker hastaları, tansiyon hastaları, hamileler ve emziren anneler ketojenik diyeti uygulamamalıdır


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —