EDA NUR IŞIKSAL

Tarih: 21.05.2015 11:47

HER ŞEY BİR NEFES…

Facebook Twitter Linked-in

HER ŞEY BİR NEFES…

Düşünüyorum… Hayatın nasıl bir denklem olduğunu çözmeye çalıştığım bu dönemde sağlam bir cevap verebiliyorum kendime. Yaşam ve ölüm arasındaki tüm denge bir nefes, bir kalp atışı sadece… Ama bir o kadar da farkındayım ki denklem bu kadar basit değil. İnsan sadece nefes alan kalbi atan biyolojik bir varlık değil. Eğer böyle olsaydı belki de her şey için bu kadar savaşmaya da gerek olmazdı…

Aslında bu yazıyı yazma sebebim son dönemde etrafımda yaşadığım bazı durumlar. Geçtiğimiz günlerde diş ağrısıyla hastanelerimizden birine giden arkadaşıma dalga geçer gibi 12 gün sonraya randevu verilmiş, aynı gün başka bir hastaneye gidiyor, “doktor şu an burada yok, izinli” gibi saçma sapan bir cevapla karşılaşması sonucu bir şeylerin ters gittiğini düşünmeye başladım. Durum bu iken ise benim hayat denklemimin daha birinci adımının oluşabilmesi için sağlık şart. Fakat sağlık dediğimde benim aklıma çok büyük bir uyum zinciri geliyor… İnşaatlar, hastaneler, yollar, evler…

 Şimdi diyeceksiniz ki nasıl karmaşık bir zihnin var? İzin verirseniz size benim dünyamın denklemindeki birinci adımı açıklayayım. Öyle bir yer hayal ediyorum ki yapılan her inşaatında iş güvenliğinin en yüksek seviyede olduğu, tüm trafik ışıklarının tüm levhaların kusursuz yerleştirilmiş ve sorunsuz çalıştığı, sokaklarının evlerimiz kadar temiz olduğu, hastanelerinin son teknolojiye sahip cihazlarla tam kadro sağlık personeliyle hizmet ettiği bir yer…  Bu öyle bir uyum ki tüm şehirde her binanın sağlam temellerle yapılıp başımıza gelen herhangi felakette tuzla buz olmadığı, hastanelerimize can haliyle kıvranarak giderken dalga geçer gibi doktor randevularının aylar sonrasına verilmediği, daha içeri girer girmez bezgin bir halde “neyin var?” Sorusunun sorulup baştan savma bir ilaç yazılıp gönderilen hiçbir sağlık kuruluşuna yer olmayan bir yer… Çünkü emin olun hastalanmış bir çocuğun çığlığına, hasta bir sevgilinin yalandan ben iyiyim demesine, evladının canı yanan bir annenin gözyaşına çare olmadıkça bir daha bu şehri yaksak yine katlanamaz yüreklerimiz… Herhangi kalıcı veya geçici bir engeli olan her vatandaşımızın kendisini son derece rahat hissettiği ve onların bilinçaltlarında oluşturulan bu engelli vasfının aslında olmadığını, engelsiz ve rahat bir dünyanın var olduğunu onlara kanıtlayan bir yer… Hatta bu bahsettiğim yerde öyle hastaneler ve imkanlar olmalı ki ülkenin en iyi doktorları çalışmaları için benim şehrimi tercih etmeli, sosyal medyada hava kirliliğinden değil başlıklarda her şey bir nefes için adı altında sağlıklı nefes alan bir şehirden bahsedilmeli…

Aslında ben burada bir binanın temelinden bahsediyor gibiyim bu hayalim ne kadar gerçek olursa yaptığımız park ve bahçelerde oynayan sağlıklı çocuklarımız, camdan onlara el sallayan büyükanneleri büyükbabaları, akşam okuldan eve geldiğinde boynuna sarılabilecekleri sağlıklı anne ve babaları olacaktır… Tekirdağ kendisine bir denklem kurmalı, birinci adımını da sağlıklı bir uyum zinciri ile atmalı. Çünkü benim insanım sağlıklı bir nefesi, tehlikenin ve korkunun en aza indirgendiği bir hayatı hak ediyor. En önemlisi ise benim eski toprak ninem de dedem de yeni doğmuş miniklerim de, annelerimiz de babalarımız da huzurlu bir nefes almayı hak ediyor… Hadi biz şehir olarak öyle bir başlayalım ki tarih bizi ve kurduğumuz denklemi altın harflerle yazsın…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —