Küçüklüğümden beri hep hayallerimden, bir yaşam çizgimiz olması gerektiğinden bahseder;“prensipleriniz” olsun derim. “Detaycı olun!” Hiçbir şeyi öylesine yapmayın. Tuttuğunuz kalemden, sadece gündüz değil gece dahi giydiğinizden başlarsanız hep daha iyisi gelir. Hani hep “Neden her detay senin için bu kadar önemli, hayallerin konusunda neden bu kadar ısrarcısın?” diyenler var ya… Yıllar önce Haluk Bilginer´in seslendirdiği bir reklam bir vardı. Ata´m ve çocuk bir gül bahçesinde, Ata´mın eline bir gül dikeni batıyor ve çocuk: “Sen Atatürk´sün senin eline diken batar mı?” diyor. O ise:“Sen şimdi bırak benim kim olduğumu. Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak, güneş seni terletecek, bu bahçede gül bitmez diyenler olacak,gül öyle değil böyle yetiştirilir diyenler olacak… Sen ise kendine şunu soracaksın ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum? Eğer çok istiyorsan ne eline batan diken ne söylenenler umurunda olmayacak.” diyor.
Geçtiğimiz şu zorlu süreçte biz aslında daha nicelerinden geçmiş bir millet olduğumuzu belki bazen unutuyoruz. Bizim için öncesinde verilmiş emeği… Benim dedemin dedesi belki aman bu da öylesine bir gün olsun bugün toprak boş kalsın kerpiç duvarda bir kat az olsun dese ben olmazdım. O yüzden bazen belki lüks belki mükemmeliyetçilik bilemem ama evimin bir odası da eksik olmasın, hayalimdeki bahçenin gülleri de belki hayal ama dünyanın en güzel gülleri olsun diye uyanıp başlayayım işime. Hayatta öylesine iş yapılmaz, öylesine çabalanmaz, öylesine aile kurulmaz, çocuk yapılmaz. Değer verin, her şeyin daha özel güzel olmasını isteyin. Belki biraz kim olduğumuzu unuttuk ama biz ellerine çok diken batmış çok güneşte yanıp kopan fırtınada kalmış toplumun evlatları olarak bence bunu hak ediyoruz. Sağlıklı haftalar diliyorum…
