Vurup kırmadan hakkımızı aramayı, doğru düzgün okumayı, okudukça yazmayı, öğrenmeyi, öğretmeyi... Tekirdağ uzun zaman sonra gerçekten güzel bir çalışma ile sahiline kavuştu emeği geçen herkese de kendim adına teşekkürü borç bilirim. Ama başka açılardan bakacak olursak Tekirdağ´ın daha çok projeye, çalışmaya ve hayale ihtiyacı var. Dolup taşan İstanbul´un yanındaki gelişen göç alan Tekirdağ artık aktif çalışan bir havalanına, bir üniversiteye daha birkaç 5 yıldızlı hotele aç kalıyor. Ve bu kentleşmeye dikilen o kadar binaya da bir o kadar inat kilometrelerce süren yürüyüş yollarına, kontrollü kullanıma açık ormanlara, parklara ihtiyaç duyuyor. Kalan tarihine sahip çıkmayı doğru kentleşmeyi, beşeriyet ile doğa ayrımını çizmeyi istemeli, yapmalı ve şehrin hakkını vermeli...
Derseniz ki bu ihtiyaç mı? Evet ihtiyaç !Eminim ki zaten bir tanecik olan çarşımızda trafikte kalmaktan mutlu değiliz yine bir tanecik alışveriş merkezimizde hava bile almadan zaman geçsin diye üst üste gezinmekten mutlu değiliz. Ben biliyorum ki bizim esanfımızda sürekli açılıp kapanan kazılan tozlar arasında ekmeğini kazanırken gülmüyor. Yetmiyormuş gibi sorunlarda çözüldü denemiyor. Biz ne yapıyoruz? Durun ve düşünün bugün gelişen sistemlerde çocuklarına vakit ayıramayan bireyler neden sırf istemeyi haklarını aramayı bilmedikleri için saatlerini bir trafiğe versin neden zamanını bir park yeri aramak için harcasın. Evet ben artık sizlere şunu demeye çalışıyorum istemeyi hakkımızı aramayı düzeltmeyi bilelim. Çünkü biz bu şehri yorduk yıllarca kirlettiğimiz sahili o güzel denizi seneler sonra düzeltmek için harcanan servet bir yana harcanan çaba çok geç kalınmış bir hakkın geri alınmasıdır. O zaman lütfen artık uyanıp isteyelim, hakkımız olanı alalım Tekirdağ... Sizlere hayal ettiğiniz peşinde koşup yorulduğunuzda tatlı bir tebessümle değdi diyeceğiniz bir hafta diliyorum... :)
