Bugün, 14 Ekim 2025 Salı
Deva Partisi Ankara´da 1. Büyük Kongresini yaptı.
Kongrede konuşan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Akparti´nin oylarını çalmak için 28 Şubat sürecinde bacısının başörtüsü hikayesini gündeme taşıyınca bir anda LİBERAL görüntüsü SİYASAL İSLAMCI görüntüsüne dönüştü ve milyonlarca oy çöpe gitti.
Çünkü 18 yıldır iktidara gelen ‘siyasal islamcılardan´ Türkiye´nin bıktığını ve onlara olan güvenin bittiğini 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde açıkça görmedik mi?
“İstanbul´u alan Türkiye´yi alır” diyen Recep Tayyip Erdoğan´ın koltuğu 31 Mart 2019´da yapılan yerel seçimlerle çatırdamadı mı?
Tam da o koltuktan çatır çatır sesler gelirken seçmeni kendi saflarına LİBERAL GÖRÜNTÜSÜYLE çekmeyi başaran Ali Babacan SİYASAL İSLAMCI kimliğini ortaya koyarak büyük bir yanlışa imza attı.
Çünkü o talihsiz konuşmayla LİBERALCİLERİN oylarını bir anda kaybediverdi.
BABACAN KONGREDEKİ TALİHSİZ KONUŞMASIYLA NEYİ ANLATTI?
2000´li yılların başında karanlık bir dönemden geçtiğini belirten Babacan, kız kardeşinin yaşadıklarını anlattı: “… Ben kendi ailemde o günlerin ızdırabını yaşadım.
Kız kardeşim 28 Şubat´ın ağır ikliminde ODTÜ´de okuyordu. Okuldan üç defa uzaklaştırma cezası aldı.
Başındaki örtü yüzünden.
Üstelik düzenledikleri tutanağa ‘ders araç ve gereçlere zarar vermek´ yazıldı.
Hiç utanmadan yaptılar bunu…”
ÜLKENİN EN BÜYÜK DERDİ 28 ŞUBAT´MI?
Laik Türk Devletimizin en büyük derdi türban mı?
Türban meselesi takılacak bir peruk ile fevkalade çözülüyordu
Heyyy Babacan senin de ortak olduğun bu tabloda hak,
hukuk,
adalet,
ekonomi,
sanat,
T.C. zamanında kurulan ve sizin döneminizde satılan kamu malları,
Ülkenin dört bir yanında peşkeş çekilen araziler,
Ergenekon ve Balyoz davaları ile tutuklanıp sonra pardon denilerek salınan Atatürkçü generallerin yıllarca hapis yatırılması veya ordudan el çektirilmesi,
‘ne istediyseler verdik´ itirafı tarihe not düşüldüğüne göre fetöye verilen destekler vs. saymakla ansiklopedi olacak yanlışların yapılmasında siz de AKPARTİ saflarında milletvekili veya bakan değil miydiniz?
BABACAN´IN HALASI TÜRBANI İCAD EDEN KADININ BAYRAĞINI TAŞIDI
Ali Babacan´ın halası Hatice Babacan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi´nde öğrenciyken Türkiye´de üniversite çevresinde ilk başörtüsü mücadelesini veren de kendisidir.
Ali Babacan´ın halası Hatice Babacan İlahiyat Fakültesinde okumuş, ancak gençlik yıllarının başında modern bir genç kızken, ölümüne yakın yıllarda kara çarşafa girmiş bir kadın olan Şule Yüksel´in ortaya koyduğu SİYASİ İSLAMCILARIN TÜRBAN simgesini günümüze kadar taşıyan bir isimdir.
Hatice Babacan´ın bayrağını taşıdığı ve baştacı ettiği Şule Yüksel kimdi biliyor musunuz?
Bilindiği gibi toplumumuzda başa örtülen şey türban olarak değil, analarımızın bacılarımızın hâlâ kullandığı örtünün adı BAŞÖRTÜSÜ olarak adlandırılır.
Başörtüsü Müslümanlarca hali hazırda kullanılırken, Ali Babacan´ın halası Hatice Babacan´ın feyz aldığı Şule Yüksel, modacı kimliği ile TÜRBAN denilen örtüyü icâd edince her şey değişti.
Başörtüsünün adının günümüzde bazı kesimlerce türban olarak değiştirilmesine Ali Babacan´ın halası Hatice Babacan feyz aldığı Şule Yüksel nedeniyle sebep oldu.
Bu baş örtüsünün adı günümüzde siyasal islamcılar tarafından ŞULEBAŞ olarak ifade edilmektedir.
Özellikle siyasi islamcıların eşleri başörtüsü yerine ŞULEBAŞ adı verilen TÜRBAN modelini günümüzde kullanmaktadır.
Ali Babacan´ın halası Hatice Babacan´ın feyz aldığı Şule Yüksel zaman gazetesinin en ünlü köşe yazarlarından birisiydi.
Önceleri Fetullah Gülen´in de izinden gittiği Said-i Nursi hayranı olan Şule Yüksel, ikinci evliliğinden sonra kocasının etkisiyle Nakşibendi tarikatına geçerek Mahmut Hocacı olmuştur.
Şule Yüksel mutlu evlilikleri anlatan çok iyi senaryolar yazmasına rağmen gerçek hayatta iki kez evlenip ‘kadına şiddet´ (koca dayağı) nedeniyle boşandı
Hiç çocuğu olmadı
ATV´de uzun süre yayınlanan HUZUR SOKAĞI dizisinin de senaristi kendisiydi ancak o dizideki mutluluğu gerçek hayatında hiç yaşayamadı.
Hatice Babacan´ın bayrağını taşıdığı Şule Yüksel açık modern bir kadından kapalı ve kara çarşaflı bir kadına geçiş hikâyelerini yaşayan zorlu bir hayatın elçisi olmuştu.
Şule Yüksel 81 yaşında babası gibi aklını yitirmiş bir vatandaşımız olarak vefat etmişti.
Allah taksiratını affetsin...
Şimdi soruyorum...
Ali Babacan´ın TÜRBAN takıntısı halası ve feyz aldığı Şule Yüksel´den kaynaklanıyor olabilir mi?
Oysa il yönetimlerini ne kadar liberal ve dürüst kadrolardan kurmuştu.
İyi de gidiyordu.
Babacan ‘türban edebiyatı´ ile ortaya koyduğu ‘siyasi islamcı´ kimliği sayesinde sizce de her şeyi berbat etmedi mi?
